
Eski zamanların avcılık toplumu ele
alınırsa kadınların makyaj yapma olgusu bambaşkaydı. Kadınlar narin ve nazik
olduğu için erkekler kadar iri ve güçlü görünmedikleri için avlanma esnasında
kendilerini karşısındakine güçlü göstermek adına yüzlerine siyah boyalar
sürerler ve o şekilde ava çıkarlarmış. Bu boyama işi de oldukça işe yararmış ve
kadın karşısındakine gerçekten korkutucu gelirmiş o zamanlar makyaj işi bu
şekilde kullanılıyormuş. Ancak günümüzde kadınların makyaj yapma algısı ne
kadar farklılaştı değil mi?
21.yüzyılda kadınların makyaj yapmaya olan bakış açısı tamamen kadınlara dayatılan
kusursuz güzellik algısıdır. Kadınlar artık makyaj yapmadan süslenmeden pazara
bile gitmek istemiyorlar. Vücudunun herhangi bir parçasının kötü görüneceği
düşüncesi kadını adeta farklı bir kimliğe büründürüyor. Kadın dışarıdaki
topluma porselen bir cilt, bebeksi bir yüz, mükemmel bir fizik sunmak istiyor.
Yaşanmışlıklarında ve hatıralarında gizlenen kırışıklarını hiçe sayıyor ve
onları milyonlarca kozmetik ürünü ile kapatmaya çalışıyor.
Oysaki kadın doğallığı, sempatisi, bilgisi
ve anaçlığı ile güzeldir. Bakımlı görünmek için ebetteki makyaj yapılabilir ama
bunu kadın kadına yapılan bir rekabet ortamına çevirmek ne kadar doğrudur? Bir
kadın başka bir kadının kendisinden daha güzel olma düşüncesini her zaman
fiziki olarak kıyaslıyor. Fiziksel güzelliğin manevi güzellikten epeyce önde
olduğu materyalist toplumlarda kadın kendi bedenini sergilemeyi bir gelenek
olarak görüyor.
Güzellik Algısı
Şunu unutmamak gerekir; bir insanı insan
yapan özellik kusurlarıdır. İnsan belki de kusurlarıyla mutlu olacakken
yaratılan güzellik algısı sebebiyle bu duygunun yaşanmasına izin bile
verilmiyor. Bir kadının yüzünde bir yara varsa belki de birinin canını
kurtardığı için bir insana yardım ettiği için olmuştur. Böyle bakılırsa yüzünde
görülen yara ne kadar güzel bir olguya dönüşüyor öyle değil mi?
Karşı Cinste İlgi Uyandırmak
Ayrıca makyaj yapma düşüncesinin diğer bir
nedeni erkekler tarafından hiç beğenilmeme düşüncesi de olabiliyor. Kadın karşı
cins tarafından iltifat duymak ve en beğenilen kadın olmak için sürekli makyaj
yapıyor, estetik yaptırıyor ve fit olmak için inanılmaz çaba sarf ediyor.
Örneğin, erkeğin kendisine cinsel olarak yaklaşmasını isteyen kadın dudaklarını
daha dolgun ve çekici göstermek için kırmızı ruj sürüyor ya da kadınsı görünümünü
daha da ön plana çıkarmak için gözlerine göz makyajı yapıp erkeğin dikkatini
çekmeye çalışıyor. Bir kadın erkeğin kendine karşı olan bakış açısı konusunu bir tek fiziksel olarak nitelendiriyor.
Esasında kadın sevdikçe güzelleşir, kalbinin ve ruhunun iyilikle dolu olması
bir kadının en güzel makyajıdır. Gerçekten seven bir erkek karşısındaki kadını
dünyanın en güzel kadını olarak görür.
Özellikle bir kadın televizyona çıkan
kadınların kusursuzlaştırılmaya çalışıldığını gördükçe daha çok kendini güzelleştirmeye
çalışıyor. Aslında televizyonda boy gösteren kişiler de televizyonun ciltlerini
solgun gösterdiği için erkek ve kadın fark etmeksizin pudra kullandıklarını
söylüyorlar.
Bir kadın her haliyle güzeldir. Bilgisiyle,
görgüsüyle, zarafetiyle zaten doğuştan kadına ulvi bir güzellik verilmiştir.
Kadın kendisinde var olan iyiliğin ve yüceliğin farkına varsa zaten kadın
kendiliğinden bu kadar çok makyaj yapma dürtüsü ile dolu olmayacaktır. Bir
kadın başkalarına güzel görünmek için değil sadece kendine olan öz saygısı için
makyaj yapmalıdır. Fiziksel olarak erkeğe güzel görünme arzusu ile yapılan
makyaj sadece geçici bir algıdan ibarettir ve aslında sanılanın aksine erkekler
güzel bakan kadınları gözü sürmeli kadınlardan daha çok severler.
2 Yorumlar
Aslında kendim makyaj yapmamın asıl nedeni toplumda makyaj yapmadığın zaman değişik bir algı var anlamış değilim ben o yüzden yapıyorum sanki :)
YanıtlayınSilAçıkcası kadınların makyaj sevdası bence erkeklerin bunu istemesinden dolayı.
YanıtlayınSilGünümüzde neredeyse her erkek makyajlı kadın istiyor bu yüzden kadınlarda makyaj yapma zorunluluğu hissediyor.