
Televizyonlar yalnızca insanları
bilinçlendirmek ve onları bir şeylerden haberdar etmek için değildir.
Televizyon ayrıca, her kitleye hitap eden televizyon dizileri, filmleri,
belgeselleri ve yarışmaları için de vardır. Televizyon hayatına bir kez girmiş
bir kişi, televizyon dünyasının birbiriyle yarış halinde olduğunu bilebilir.
Yani aslında başlarda yalnızca halkı eğitmek ve halkın diğer kültürlerle uyum
içerisinde yaşamasını kolaylaştırmak için var olmuş televizyon programları,
artık birbirleriyle yarış halindedir ve en bilindik amaçları, reyting konusunda
birbirlerini geçerek daha yüksek meblalar kazanmaktır.
Televizyonlar aynı anda milyonlarca kişiye
hitap ettikleri için, halkın dünya görüşünü etkilemektedir. Örneğin
küçüklüğünden beri televizyonlarda paranın çok değerli bir şey olduğunu görmüş
birinin gözünü para hırsı bürüyebilir. Ya da bir film uyuşturucunun kötü değil
de, iyi bir şey olduğunu anlatıyorsa, bunu izleyen ve öğrenme algıları çok
küçük olan bir çocuk, uyuşturucuyu iyi bilebilir. Bir kanal sürekli iktidar
yanlısı programlar yaparsa eğer, halk seçimlerde farklı bir şey düşünemeyecektir.
Bunun gibi örnekler kapsamlıdır ve çoğaltılabilir.
Televizyonun Halka Olumlu Etkileri
Televizyonu, bilim adamları argo tabirde
“aptal kutusu” olarak değerlendirmektedir. Fakat televizyon yararlı
kullanıldığı takdirde asla aptal kutusu değildir. Örneğin bir aile televizyonu
dışarıdaki haberleri öğrenmek, farklı kültürleri tanımak, çocuklarının
eğitimine katkıda bulunmak veya hayvanların dünyası ile haşır neşir olmak için
izliyorsa, o ailenin televizyonunun aptal kutusu olduğu iddia bile edilemez.
Televizyon halkın kültür seviyesini, yararlı kullanımda zirvelere çıkarabilecek
kadar geniş kapsamlı bir araçtır. Çünkü her kültüre, her yaşa ve her etnik
kesime hitap etmektedir.
Televizyon bir kişiye çok şey öğretebilir.
Kişi izlediklerinden ders çıkarabilir. Örneğin bir belgeselde, kahvenin
yararlarından ve zararlarından bahsediliyorsa, bunu izleyen kişi kahveyi ona
göre kullanacaktır. Televizyon zararlı bir şeyi anlatıyorsa eğer, kişi gördüğü
zararlı şeyden uzak duracaktır.
Televizyon insanları bilinçlendirebilir.
Örneğin televizyonda gösterilen bir kısa filmde, evliliğin püf noktalarından
bahsedilirse, kişi yaptığı hataların farkına varacaktır ve evliliği daimi ve
huzurlu olacaktır. Ya da başka bir film, çocuğun psikolojisi üzerine ise eğer,
bunu izleyen kişi çocuğuna nasıl davranması ve davranmaması gerektiğini
öğrenecek, tutumunu ona göre sergileyecektir.
Televizyon insanlara dışarıdaki hayatı
öğretebilir. Pazar fiyatlarından bahsedilen bir haberi izleyen izleyici,
parasını ona göre ayarlayarak dışarı çıkar. En iyi okulların ve eğitim
kalitesinin tartışıldığı bir sempozyum sonrası ebeveynlerin çocuklarının
geleceğine olan bakış açısı değişebilir.
Televizyon etnik ayrımların farkına varmamızı
ve diğer insanları anlamamızı sağlamaktadır. Örneğin yurtdışına çıkacak biri
televizyon izleyerek, o kültürü öğrenebilir ve buna göre davranabilir. Ya da
ülkesine gelen turistlere olan bakış açısını değiştirerek, ona istediği
yanıtları verebilir. Televizyon olumsuz değildir, kişi televizyon sayesinde
birçok bilgiye ulaşabilir ve dışarıdaki dünyadan haberdar olabilir. Televizyon
doğru kullanıldığı sürece, son derece gerekli ve kullanışlıdır.
Televizyonun Halka Olumsuz Etkileri
Televizyon doğru ve gerekli kullanılmadığı
takdirde, bambaşka bir şeye dönüşebilir. Aslında cennet ve cehennem
kavramlarını televizyon için de kullanmak yanlış olmayacaktır. Çünkü yanlış
kullanım, insanı hiç olmadığı birine dönüştürebilir.
Televizyon en çok çocuk ve ergen gruplarını
etkiler, çünkü diğer insanların televizyon izleyecek çok fazla vakti olmaz.
Çocuklar ve ergenler ise, dinlenmek adı altında kendilerine bu vakti yaratırlar.
Örneğin günde 10 saat televizyon izleyen bir ergenin kaybı, hiç değilse
zamandır. Bu 10 saatte bir şeyler için çabalaması ya da en azından kitap
okuması, onu gerçekten çok iyi yerlere getirecek ve kendisini geliştirmesini
sağlayacaktır.
Televizyonun olumsuz etkilerinden bir tanesi
de, televizyon dizi ve filmlerinde olumsuz gösterilmesine rağmen, aslında
doğallaştırılan kadına şiddet ve kadın cinayetleridir. Doğrudan bir bağlantı
kurulmasa bile, kadına şiddeti kötü olarak da olsa gösteren bir filmi veya
diziyi izleyen, şiddete meyilli bir kişi bunu herkesin yaptığını düşünecek ve
kendini rahatlatarak buna çekinmeden devam edecektir. Kadına şiddet son derece
yanlış, kötü ve çocukları etkileyebilecek bir şeydir; bu nedenle kesinlikle
haklı veya haksız olarak gösterilmemelidir.
Diğer bir husus, televizyonlardaki üstü kapalı
pornografik film ve dizilerle ilgilidir. RTÜK’ün yeni düzenlemesine göre, bu
büyük ölçüde engellenmiş ve bunu yapan kanallar yasaklanmıştır ama bu kez de,
üstü kapalı bir şekilde bahsedilmeye başlanmıştır. Konuyu daha açık hale
getirecek olursak, televizyonlarda oynatılan dansözler, açık veya imalı bir
şekilde gerçekleştirilen kadın ve erkek yakınlaşmaları çocukların ve ergenlerin
psikolojisini etkilemekte ve onların cinsel yönelimlerini olumsuz
şekillendirmektedir. Çocuklar ve ergenler, izledikleri bu görüntüler karşısında
cinselliği çok fazla ön plana çıkarmaktadır. Bu çıkarım onların yanlışa yönelmesine
sebep olabilir. Örneğin bilgisayardan daha kötülerini açmasına sebep olması
muhtemeldir. Ya da kendisini parayla fuhuş gerçekleştiren bir ortama atması da
olası bir ihtimaldir.
Yanlışlardan bir tanesi de, televizyonlarda
çok fazla silah gösterilmesi ve cinayetin normalleştirilmesidir. Kadın, erkek
demeden ellerine aldıkları silahlar ile birilerini, haklı veya haksız
sebeplerle öldüren kişilerin, televizyonlarda bu denli yer alması, küçük büyük
fark etmeden kişileri etkileyebilir ve zarar görmelerine neden olabilir.
Televizyonlarda her vurulan ölmemektedir ve oyuncular rolleri gereği çok rahat
ve cesur davranmaktadır. Bu kişinin psikolojisinde her zaman böyle olduğuna
dair bir izlenim yaratabilir ve bu izlenim, kişiyi öyle bir ortamda bulunması
durumunda çok cesur bir hale getirebilir.
Televizyonlarda küfür edilmesi, çocukların ve
ergenlerin sokakta nasıl davranacağını ve özellikle erkeklerin, bir kadına
karşı nasıl konuşacağını bilmemesine neden olacaktır. Bu sebeple bu yanlıştan
da vazgeçilmelidir.
Televizyon programlarında aileler hakkında,
yaşanmış bir takım kötülüklerden bahsedilmesi, aile fertlerini de olumsuz
etkileyebileceği gibi, dış dünyayı da bu yönelime sokabilir. Bu nedenle bu
konularda da kontrollü davranılması gerekmektedir.
Çocuklar ve Ergenler İçin Televizyon Kullanımı
Çocuklar ve ergenler öğrenmeye en yatkın olan
kişilerdir. Çünkü hafızaları henüz fazla dolmamıştır ve kimliklerini
ararlarken, bir yandan da gerçek dünyayla tanışmaktadırlar. Yüksek
etkilenebilirlik durumları en yüksek olan iki gruptur ve bu iki grup,
dışarıdaki hayat tarafından hipnoz edilmiştir.
Çocuklar ve ergenler, yüksek etkilenebilirlik
durumlarının zirve yaptığı bu dönemlerde bazı alışkanlardan uzak durmalıdır.
Örneğin sigaraya başlama yaşının gittikçe düştüğü günümüzde, sigara içme
alanında bulunan ve arkadaşları tarafından ikna edilen ergen bunu normal
zannederek başlayabilir. Aynı bu örnekte olduğu gibi, televizyonda uyuşturucu
kullanımının normalleştirildiği bir filmi izleyen ergen, bundan etkilenecek ve
en acısı merak edecek, bir kereden bir şey olmaz diyerek bu batağa düşecektir.
Ebeveynler çocuklarının dışarıdaki hayatını
kontrol altında tutmaya çalışırken, televizyon ve bilgisayar gibi küresel kitle
iletişim araçlarının kontrolünü unutmamalı ve hatta en çok onlara dikkat
etmelidir.
0 Yorumlar